okunma
İnsanların yaşamış olduğu, çalıştığı, alışveriş yapmış olduğu ve arkadaşlarıyla etkileşime geçtiği sanal bir dünya hayal edin. İnternetin sıradaki evrimi olarak anlatım edebileceğimiz metaverse, bütün bu tarz şeyleri -üstelik salonumuzda koltuğumuzda otururken- yapabilmemizi olası kılıyor.
Metaverse yeni bir kavram değil, fakat şunu kabul etmek icap eder ki, Mark Zuckerberg’in Facebook’un adını Meta olarak değişiklik yapma kararını açıklaması bir anlamda bu işin dönüm noktası oldu. Çünkü Facebook’un almış olduğu karar sadece bir isim değişikliği değildi. Zuckerberg metaverse vizyonunu oluşturmak için söz mevzusu teknolojilere gelecek yıl süresince 10 milyar dolar masraf yapmayı planladığını da açıkladı.
İşte hızla gelişen teknolojinin hızla gelişmesiyle beraber son yıllarda hayatımızın mühim bir parçası olan, markaların ve şirketlerin en mühim yatırım araçlarından biri haline gelen metaverse hakkındaki her şeyi keşfedin!
Metaverse Nedir?
Metaverse terimi ilk olarak 1992 tarihindeki Neal Stephenson’ın Snow Crash isimli romanında karşımıza çıkıyor. Roman, geleceğe dair daha fazlaca distopik bir görüşü ortaya koyuyor olsa da metaverse'e olumlu anlamda bir fer tutmadı. Yazar Neal Stephenson, metaverse terimini bir tür yeni nesil sanal gerçeklik tabanlı web olarak hayal etti. Stephenson'ın metaverse'ünde statü elde etmenin yolu, bir kullanıcının avatarının karmaşıklığı ile temsil edilen teknik beceriydi. Durumun bir başka göstergesi ise bazı kısıtlı ortamlara erişim kabiliyetiydi. Bunu aslen bugün birtakım web sitelerinin kullandığı ödeme duvarları ve kayıt gereksinimlerinin habercisi olarak görmek mümkün.
Ernest Cline tarafından yazılan Ready Player One, metaverse fikrini popülerleştirmeye yardımcı olan bir başka roman oldu. Daha sonrasında Steven Spielberg tarafından beyazperdeye taşındı. 2011 tarihli distopik bilim kurgu romanı, insanların The Oasis adlı sanal bir gezegende dünyayı saran sorunlardan kaçtığı 2045 senesinde geçiyor. Kullanıcılar, dijital ortamdaki nesneleri yakalamalarına ve dokunmalarına müsaade eden bir sanal gerçeklik vizörü ve dokunsal eldivenler kullanarak dünyaya erişiyorlar. Sinema ve edebiyat dünyasından çıkan eserlerin ötesinde zaman içinde bazı teknoloji şirketleri bu konsepte dayalı çevrimiçi topluluklar geliştirdi, bilhassa de 2003'te yayımlanan Second Life’ın bu konuda öne çıktığını söylemek gerek.
Tüm Dijital Ekosistemi Bir Araya Getiren ve Merkezi Olmayan Bir Evren
Teknolojinin bugün geldiği noktada hayatımızda birbirinden bağımsız oyunlar, alışveriş platformları, malumat, kontakt platformları şeklinde yüz binlerce online dünya var. Dahası her biri kendi alanında çığır açan blok zinciri, NFT, sanal gerçeklik, artırılmış gerçeklik şeklinde yenilikçi birçok teknolojinin giderek yaygınlaştığına şahitlik ediyoruz. Metaverse kavramını bu noktada tüm bu dijital dünyaları tek bir yerde toplayan, kapsayan ve birleştiren merkeziyetsiz online bir evren şeklinde düşünebilirsiniz.
Metaverse daha teknik bir tanıma gore, VR (Virtual Reality) şu demek oluyor ki sanal gerçeklik ve AR (Augmented Reality) şu demek oluyor ki artırılmış gerçeklik projelerinin, blockchain sistemi kullanarak hayata geçirilmiş halidir. Bu evrende edindiğiniz dijital varlıklar blockchain sistemiyle kaydediliyor. Bu sayede metaverse’ü kullanan her insanın dijital varlıkları korunmuş ve benzersiz hale getirilmiş oluyor. Varlık alım satımları da metavserse coin denilen dijital paralar yoluyla gerçekleşiyor. Böylece NFT (Non Fungible Token) yani Değiştirilemez Tokenler yardımıyla sahiplik ve telif hakkı sorunları ortadan kalkmış oluyor.
Avatarlar Yakın Gelecekte Profil Resimleri Kadar Popüler Olacak
Metaverse'de insanoğlu kendilerini temsil etmek, birbirleriyle yazışma oluşturmak ve sanal olarak bir toplumun parçası olmak için avatarlar kullanıyorlar. Meta veri tabanında, metaverse coinleri kullanarak avatarlarını giydiriyorlar, mesela bir video oyununda kullanmak üzere muhtelif ekipmanlar satın alıyorlar. Dahası kullanıcılar ek olarak sanal gerçeklik araçları ile meta veri tabanında eğlence amaçlı gezi edebiliyorlar. Zuckerberg bu konuda şöyleki bir öngörüde bulunuyor: “Avatarlar bugün profil resimleri kadar yaygın olacak, ancak statik bir görüntü yerine sizin, ifadelerinizin, hareketlerinizin 3 boyutlu formatı olacak. Farklı uygulamalar ve deneyimler için sanal gardırobunuz olacak.”
İnternet ve Metaverse Arasındaki Farklar
İnternet, milyarlarca bilgisayar, milyonlarca sunucu ve diğer elektronik cihazlardan oluşan bir ağdır. İnternet kullanıcıları çevrimiçi olduklarında birbirleriyle iletişim kurabilir, internet sitelerini görüntüleyebilir, bunlarla etkileşim kurabilir ve mal/hizmet alıp satabilirler.
Metaverse ise webin üstünde kuruludur. Meta veri tabanında, kullanıcılar sanal gerçeklik (VR), artırılmış gerçeklik (AR), yapay zekâ, sosyal medya ve metaverse coin teknolojileri kullanarak fizyolojik dünyanın özelliklerini taklit eden sanal bir dünyada dolaşırlar. İnternet, insanların "taradığı" bir şeydir. Metaverse ise bir anlamda işin sonraki adımıdır, şu demek oluyor ki insanların yaşamış olduğu bir sanal bir evrendir.
Rakamlara Göre Metaverse Dünyası
Metaverse’e ilgi ancak teknoloji şirketleri dünyasından değil. Araştırmalara gore aktif metaverse kullanıcılarının oranı, 2020’nin başlangıcı ile haziran 2021 arasında ortalama 10 kat artmış durumda. Sektör bağımsız, tüm marka ve ajansların son dönemde bir numaralı gündemi metaverse. Ne kadar doğru anlaşıldığı pekala tartışılır, bunu zaman gösterecek. Bu ilginin neticesinde son zamanlarda metaverse dünyasında arsa yatırımlarının tüm dünyada oldukça büyük bir ivme kazandığını söyleyebiliriz. MetaMetric Solutions tarafından gösterilen aktüel bir çalışmaya göre dört büyük metaverse platformundaki arsa satışları 2021'de 501 milyon dolara ulaşmış durumda. Araştırma firması Strategy Analytics, küresel metaverse pazarının 2026 yılına kadar ortalama 42 milyar dolara ulaşacağını öngörüyor. Grayscale tarafından kasım ayında piyasaya çıkan bir başka rapor, sektörün toplam değerinin önümüzdeki yıllarda trilyon dolar seviyelerine ulaşacağını ortaya koyuyor. Gartner tarafından servis edilen bir rapor 2026 yılına kadar insanların yüzde 25’inin eğitim, iş, alışveriş, sosyal medya ve eğlence için metaverse’te minimum bir saat geçirmesini bekliyor. Aynı rapora gore 2026 yılına kadar hayattaki kurumların yüzde 30'unun Metaverse üstünde ürün ve hizmetlere haiz olacağı öngörülüyor.
Markalar İçin Hangi Fırsatları Beraberinde Getiriyor?
Tüm dünyada markalar hızla mretaverse’de yer almak istiyor, bilhassa Z ve Y jenerasyonuna yaşatacakları deneyimler için bu yeni evreni büyük bir fırsat olarak görüyorlar. Globaldeki gelişmelere baktığımızda, Gucci, Adidas, Under Armour, Nike, Samsung, Nvidia gibi markalar hızlı bir biçimde Metaverse’de mevcudiyet göstermeye başladılar. Türkiye’den ise Turkcell, Vestel, Doğtaş, Sagra gibi köklü markalar metaverse için yatırımlara başlamış durumdalar. Metaverse’de markaları da bekleyen büyük fırsatlar var. Deneyim alanları inşa ederek, NFT koleksiyonu yaratabilirler, sanal influencerlar ile kampanyalar yaratarak muhtelif etkinlikler düzenleyebilirler. Bu fırsatları değerlendirmek için doğru strateji ve ajansla ilerlediklerinde kategori bazlı büyük farklar yaratacaklar. Metaverse’ün markalara getireceği fırsatları şu üç başlıkta özetlemek mümkün:
Erişilebilirlik: Metaverse burada her şeyden önce bu dünyada yer edinen markalara ve ürünlerine dijital bir erişilebilirlik sağlıyor. Yakın zamanda milyonlarca şahıs çevrimiçi kimliklerini giydirmek, gezi ettirmek, fiziksel dünyada yapılabilen ne varsa yapabilecekleri koşulları sağlayabilmek adına daha fazla harcama meydana getirecek.
Ayrıcalık: Az sayıda üretilen ve NFT formatında satılan kıyafetler, ayakkabılar alıcılara imtiyaz getiriyor
Etkileşim: Markalar metaverse sayesinde hayatlarına bir şekilde dokunmaya çalıştıkları yeni neslin hayatına girme fırsatı buluyorlar.
Son 10 senedir hayatımıza dahil olan pek teknoloji için bilim kurgu filmlerinden çıkmış şeklinde yakıştırması yapılmıştır ancak metaverse mutlaka bu ifadenin tam oturduğu bir dünyanın kapılarını aralıyor bize. Hem bireyler bununla beraber markalar şu sıra metaverse’e tıpkı 1990’larda internete baktıkları benzer biçimde baksalar da, oldukça kısa sürede herkesin dijitaldeki yeni normal olacağını söylemek hiç de iddialı olmayacaktır.
Yorumlar
0 comment